Demir-çelik sektöründen ilk üç ayda 6.8 milyar dolarlık ihracat
ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, “Böylesi bir dönemde küresel tedarik zincirlerinde yaşanan değişimi iyi anlayan ihracatçılarımız, ülkemizin dünya ticaretinden aldığı payı yüzde 1'in üzerine çıkarmayı başardı”
Tosyalı, “Demir-çelik sektöründe, katma değeri yüksek ürünler daha da önemli bir hale geldi. Ancak bu durumun ülkemiz için fırsata dönüştürülebilmesi için sektörümüzde belirgin bir dönüşüme ihtiyaç var. Yassı ve vasıflı çeliğin üretimdeki ağırlığını artırmak için şartlar zorlanmalıdır.”
Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller ihracatçıları Birliği (ADMİB) pandemi nedeniyle ertelenen 2019 yılı ve 2020 yılı olağan genel kurullarını gerçekleştirdi. Birlik merkezinde yapılan toplantıya üyeler pandemi kurallarına uygun olarak katıldı.
Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan ADMİB Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, pandemiye rağmen başarılı bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, “İhracatımızın karşısında gelişen tüm bu küresel olumsuzluklara rağmen, hükümetimiz tarafından uygulanan doğru politikaları ve destekleri de arkasına alan ihracatçımız, değişen ekonomik şartlara çeviklikle uyum sağlayarak ve doğru risk değerlendirmeleri yaparak krizleri fırsata dönüştürmeyi bildi. Böylesi bir dönemde küresel tedarik zincirlerinde yaşanan değişimi iyi anlayan ihracatçılarımız, ülkemizin dünya ticaretinden aldığı payı yüzde 1'in üzerine çıkarmayı başardı. Ülkemizin güçlü yatırım, üretim ve ihracat odaklı vizyonuyla birlikte hedeflerimize ulaşma ve Türkiye'yi dünyanın en büyük ekonomileri arasına sokma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Pandemiye rağmen 2020 başarılı geçti
Küresel gelişmelerden olumsuz etkilenen sektörlerin başında demir ve demir dışı metaller ve çelik sektörünün geldiğine değinen Tosyalı, sektörün ve ADMİB'in 2020 yılı ihracatını şöyle özetledi:
"Demir ve demir dışı metaller ile çelik sektörü olarak gerek pandemi, gerekse ülkelerin almış olduğu koruma tedbirlerinin olumsuz etkilerine karşın, sanayiciler olarak zorlu koşullara uyum kabiliyetimizle küresel rekabetçiliğimizi sürdürdük. 2020 yılsonu itibariyle ülkemiz toplam 20 milyar 930 milyon dolar demir çelik ihracatı gerçekleştirirken, bölgemiz 2,1 milyar dolar ile katkı sağladı. Hatay, Kayseri, Adana, Karaman, Osmaniye ve Mersin sektörümüzün en çok ihracat gerçekleştirilen illeri oldu. 24 şehirde 5 binin üzerinde üye firmamıza hizmet veren birliğimizin bünyesinde Türkiye'nin önde gelen firmaları bulunuyor. Gayemiz, ülkemiz ekonomisine girdi sağlayan en büyüğünden en küçüğüne kadar tüm üyelerimize en iyi şekilde hizmet vermeye devam etmektir. Birliğimiz, bu zorlu süreçten daha güçlü çıkmak için ihracatçılarımızı her türlü platformda desteklemeye devam edecektir”
Mart ayında çelik ihracatı yüzde 106 arttı
ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı 2021 yılı ihracat rakamlarının da ümit verici olduğunu kaydederek, Mart ayı ihracat rakamları hakkında şu bilgileri verdi:
“2021 yılı Mart ayında birlik olarak 2020 yılı mart ayına göre demir ve demir dışı metaller ihracatımızı yüzde 57 artırarak 80 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Yine aynı dönemde çelik ihracatımızı da yüzde106 oranında artırarak 197 milyon dolar ihracata ulaştık” diye konuştu.
Sektör ihracatında İtalya ilk sırada
Başkan Tosyalı, Akdeniz bölgesinden yapılan ihracatta” İspanya'nın yüzde 397 artış ve 25,6 milyon dolar ihracat ile ilk sırada yer aldığını, yüzde 825'lik artış ve 21,1 milyon dolarlık ihracat ile Hollanda'nın ikinci sırada, yüzde 6 artış ve 19,9 milyon dolarlık ihracat ile de Mısır'ın üçüncü sırada yer aldığı bildirdi.
Mart ayında ADMİB İhracatına ürün grupları bazında bakıldığında ise demir çelik yassı kaplama yüzde 200 artış ve 63,2 milyon dolar ihracatı ile ilk sırada yer alırken, demir çelik boru ihracatı yüzde 81 artış ve 34,3 milyon dolar ile ikinci sırada, demir çelik filmaşin ihracatı ise yüzde 858 artış ve 21,6 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı. ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, Mart ayı ihracatı illere göre incelendiğinde ise Hatay'ın yüzde 42 pay ile ilk sırada, Kayseri'nin yüzde 29 pay ile ikinci sırada ve İstanbul'un yüzde 8 pay ile üçüncü sırada olduğunu söyledi.
“Yeşil mutabakatla birlikte küresel dönüşümün gerisinde kalmamalıyız”
Fuat Tosyalı, salgının ekonomik ve sosyal etkilerinin hissedildiği, rekabetçiliğin ileri boyutlara ulaştığı dünyamızda, krizleri fırsatlara dönüştürmenin yollarının aranması gerektiğini belirterek, şu önerilerde bulundu:
“Küresel tedarik zincirinde yaşanan değişimi iyi analiz etmeli ve dünyanın tek kaynağa bağımlı olmanın risklerini deneyimlediği bu dönemin akabinde, alternatif ve güvenilir küresel demir çelik tedarikçisi olarak ülkemizin yerini sağlamlaştırmalıyız. Böylesi kritik bir dönüşümde firmalarımızın ve dolayısıyla ülkemizin yurtdışında bilinirliğinin artırılması, ihracatımızın belirlenen hedeflere ulaşması ADMİB olarak en çok üzerinde durduğumuz konuların başında gelmektedir. Önümüzdeki süreçte bir diğer önemli konu başlığımız da Türkiye demir-çelik sektörünün çevresel etkileri ve burada ortaya koyacağımız iyileşmeler olacaktır. Yeni yeşil mutabakatla birlikte küresel dönüşümün gerisinde kalmamalıyız. Teknolojik yatırımlarla ve ulusal seviyede ekonomik desteklerle topyekûn bu dönüşüme destek vermeye ve bilinç oluşturmaya mecburuz.
Türkiye ham çelik üretiminde ilk 10 ülke arasında
Birçok sektöre hammadde sağlaması sebebiyle demir çelik sektörünün ülkemiz ve dünya sanayiinde önemli ve ayrıcalıklı bir yere sahip olduğuna işaret eden ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, “sektörümüz, 2000 yılından bu yana ülkemizde en hızlı büyüyen sektörlerden biri oldu. Yatırımların da artmasıyla 50 milyon ton'a ulaşan kapasitemiz, ülkemizin dünyada ham çelik üretiminde ilk 10 ülke arasında yer almasını sağladı. Özellikle ileri teknoloji ürünlerin insan hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelmesiyle, hızlanan teknolojik gelişmeler ve ARGE yatırımları sonucunda, demir-çelik sektöründe, katma değeri yüksek ürünler daha da önemli bir hale geldi. Ancak bu durumun ülkemiz için fırsata dönüştürülebilmesi için sektörümüzde belirgin bir dönüşüme ihtiyaç var. Yassı ve vasıflı çeliğin üretimdeki ağırlığını artırmak için şartlar zorlanmalıdır. Bu noktada devlet teşviklerinin katma değerli ürünleri daha fazla destekler nitelikte yeniden tasarlanması ve mevcut desteklerden de azami şekilde faydalanmamız gerekmektedir.